Friday, March 23, 2007

kıssadan hisse

John locke'u seviyorum ben. Dambıldor'un severus'a inanması nasıl "işte canım çok pişman olmuş" gibi basit bir şeyle açıklamayla inandırıcı olmuyorsa bu adamın aa napim basıverdim düğmeye açıklaması da inandırıcı değil. Evet bu Locke şahane bir insan aksi kanıtlanana dek buna inanmak istiyorum.

Şimdi bir araştırma vardı bi zaman okumuştum şanslı olmak dış güçlere bağlı değil kişinin kendisi yaratır diye. Araştırmada deneklerin okudukları birşeyin içine bunu gösterirseniz 100 dolar kazanıcaksınız gibi bir şey yazıyorlarmış. En başta kendini şanslı olarak nitelendirenler bunu okuyunca ahaha bakın be buldumm oley diye mutlu mesut gösterirken, kendini şanssız sayanlar okuduklaru halde şaka heralde bu diye geçiveriyormış. Şöyle bir çıkarım yapmışlardı, kardeşim önündeki fırsatı görmezsen körsen şanssızsın işte, kesin senn başına normal hayatta neler geliyorda sen amaan diyip geçiveriyorsun. Ahanda bak kanıtı bi yüz dolar kazandm bile diyemedin.

bir de büyük fenomen learned helplesness var. Bir yere kadar ağzına sıçılırsa ve umudun biterse, durum ortadan kalksa bile sen denemekten vazgeçiyorsun. Farelerde yapıyorlar bunu ben yeraltı bir psikolojik araştırmalar merkezi varsa eğer memnuniyetle hiç bir etik sıkıntı çekmeden insanlar üzerinde de uygulayabilirdim. Aslında dünyanın kesin bir yerinde vardır böle şeyler kim bilir neler yapıyorlardır. Neyse konuyu saptırmayalım, araştırmalar böyle diyor işte...

Bir de bir dizide ya da animede herkes birbirinden karizmatikse olmuyor, şimdi renji'yi ikkaku'ya yalvarırken görmek, ikkakuyu'da Zaraki'ye yetişmek için debelenirken izlemek insanın kafasını karşıtırıyor. Yok rukia'nın kılıcı en güzeli, ama renji'de bi yandan öteki kuchiki'ye yetişmek için yırtınıyor, ama gidip ichigo kuchiki'yi bankaisi açıkken yeniyor filan. Aaaa aman noluyoruz kime hayran olucaz şimdi. Ayrıca renji'de şekil mükemmelken neden hep yeniliyor. Souçta bir tek süper kahraman olsun hepimiz ona hasta olalım bence.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home