Saturday, September 30, 2006

chemicals between us

unkacığımın bana verdiği bir hemstır vardı. tatilden döndüğümüzde evde onu plastik kabından her zmanki azmiyle çıkmaya çalışırken bulmuştuk. Amansızca plastik kabının en sevdiği köşesini sağ pati-sol pati dövüyor ve arka ayaklarından aldığı destekle ayakta durmayı başarıyordu. o gün bana vermişti onu. Unka'nın Beşiktaş'taki korkunç böcekli eviydi. mutfağı içeri böcek basması sonucu külliyen kapatılmış, evin içinde örümceklerin fink attığı ama benim nedense hep orda olduğum ev. O hemstır bana geldi ama öldü. Aman hemstır nihayetinde diyip üzülmemiştim. Ama şimdi üzülüyorum hiç iyi bakamamıştım hayvana.

ona üzüldüğüm aklıma gelince, diğer üzüldüğüm şeylerin anılarına dair node'lar da aktive oldu. beynim şematik olarak kırmızıdan yeşile dönüyor hızla. koruma kalkanlarını devreye sokmakta geç kaldım. ya serotonin kaynaklarım tükenirse. ya kafam yemyeşil hale gelirse. bi dakka ya kocaman olursam!!! gırrr...

0 Comments:

Post a Comment

<< Home