Thursday, September 14, 2006

bütün gün güzel olmaya çalıştım. Aylar sonra bir kez daha anladımki güzel olmaya çalışmak çok yorucu, yok kaş aldır, yol saç boyat bu ne canım. Bütün bu hizmetler eve gelse, sen böyle keyif çatarken insanlar harala gürele girişip, hemencecik işlerini bitirip, koşarak gitseler. Bi de bu arada hiç konuşmasalar "bu sefer kesin turuncu yapıcam seni, aaa şööle hareketli bi fön çekelim" şamatası hiç yaşanmasa.

Bi ara kafamda dünyanın boyası, çöp kovasının içinden üstüne dökülmüş bir ton domates püresiyle sadece kafasını çıkarmış gibi oturup, naylonun bir köşesinden çıkarabildiğim elimle sigaramı içerken ve hatta kadın dergileri okurken etrafımda "çocum bis düüne gitcesde, bi topuz, bi fön kaç dakkaya çıkarıs" çalındı kulağımı. ve iş sesim kontrol edilemz şekilde atağa geçti. Ancak saçım yıkanırken uyuklamaya başlayınca sakinleşti. Bir de bakın ne kadaaaaar özenli yapıyorum işimi havsı varya, o saçlar 10 dakkada taranıyor, böyle kremler yavaaaşça sürülüyor. kafanın arkasını göresin diye aynalar tutulup çok hoş bir bordo tonunu yakaladık bıfdı bıdı bıdı...
tabiki bahşiş vermedim, vermem, yazımı erken bitirince benim de cebime sıkıştırsalar beş milyon ben de onnara veririm, ne farkımız var ki, iş yapıyoruz işte

neyse geldim evime, oh ev ne güzel bişi, ne rahat bişi, herşey koli koli ama olsun seviyorum evimi

0 Comments:

Post a Comment

<< Home