Sunday, September 24, 2006

spor yapmalıyımm die kendimi attığım ada yollarında bugun de zorlu bir parkurla karşılaştım. Adanın tepesine giden süper yokuşu çıktım, biraz indim tekrar çıktım. en son gözlerim kararırmış gibi olmuş, boru gibi ötüyor, nefes alamadığım için söylenmeye bile fırsat bulamıyordum. Ama tüm yol düşündüm ve buldum. Evrekaaaaaa.... acı çekmenin acısını dindiren tek şey bunun kısa zamanda biteceği ve sana fayda sağlayacağı hissi. Aynı şey epilasyonda da var, spor yaparken de,ders çalışırken, proje hazırlarken, işteyken...

durum buyken iki şey aklıma takildı, çok sevilen hatta belki aşık olunan sevgiliden ayrılınca bünye nasıl oluyor da toparlıyor kendini? bu acının sana hiç mi hiç faydası yok o kesin, hiç mi hiç kısa sürede de geçmiyor hatta genelde geçmiyor bile.O zaman bu insan ne kadar şahane bilinçaltı-üstü müptelası bir bünyeki bunu bile geçiriyor. evrim teorisi işte, nerdeyse her şeyi açıkladığı gibi bunu da açıklar belki... kim bilir...

ikinci konu da şu: ya bazen "bunun bana elbet faydası vardır" dengeleri kayarsa. ya uzun vadeli herhangi birşeyin sana fayda sağlayacağına inanmamaya başlarsan..hatta daha da kötüsü bu fayda-nötr-zarar dengesi kendi içinde pır pır oynamaya başlarsa. Master yapıosun, başlarken büyük hayallerin var, feci canın da çıkıo ama diyosunki bunu yapmalıyım. Ahanda tez yazmaya başladın, herşey birden anlamını kaybetti ben bununla ilgili ne yapıcam ki demeye başladın. sonra işte çok sıkıldın yok yok masterı bitirmem lazım dedin hayde yine acımı da çekerim razıyım demeye başladın...geçmiyor işte o zaman acısı sıkıntısı,karar vermek lazım. oysa son zamanlarda kararlar hep benim yerime veriliyor. Birisi de bunun için benim yerime bir karar veriverse ne gusel olurdu bea..

1 Comments:

Blogger rot said...

sonuna kadar katılıyorum bu gözleme. ve bir çok şeyide açıklıyor benim için.
öpüom.

12:23 AM  

Post a Comment

<< Home